9 Haziran 2012 Cumartesi

SAĞLIK KURUMLARINDA AKREDİTASYON VE HASTA GÜVENLİĞİ


Dr. Emre İŞÇİ







Sağlık hizmeti sunumunda kaliteye ilişkin önemli sorunlardan biri, hizmetin vakaya, ortama ve sunan kişiye göre değişiklik gösterebilmesidir. Bu sorunun üstesinden gelmenin en kolay ve kullanışlı yolu belli standart, prosedür ve usullerin belirlenerek, uygulanmaya konulmasıdır. Kalite yönetim sistemleri ve akreditasyon da belli alanlara spesifik bu kabul görmüş ve yayınlanmış standartların yine herkes tarafından kabul gören 3. bir kuruluş tarafından denetlenme sürecini ifade etmektedir.

Kalite yönetimi ve kalite yönetim sistemlerinin tarihsel süreç içerisinde gelişimi incelendiğinde, Hammurabi kanunlarından başlayıp, Musevilikteki 10 Emir’den, Bilimsel Yönetimdeki iş etüdleri ve son muayene kontrole, oradan da 2. Dünya savaşındaki patlamayan torpillerin nedenlerindeki analizlere ve günümüzdeki ISO 9000 serisi ve Akreditasyon uygulamalarına kadar oldukça özet bir kronoloji gösterdiği söylenebilmektedir. Ancak sağlık hizmetlerinde bu standartların ve standartlara uygunluğun ölçülmesi ve değerlendirilmesi, imalat sektöründe olduğundan çok daha zordur. Zira imalat sektöründe nihai ürünün basit bir son muayene kontrol ile standartlara uygunluğu kontrol edilebilirken; sağlık sektöründe hizmet sektörünün özelliklerinden kaynaklanan ürünün üretildiği anda tüketilmesi, büyük ölçüde sunan kişiye ve onun niteliklerine bağımlı olması ve en önemlisi sağlık hizmetinde çıktının ölçülme zorluğu standartlara uygunluğun belirlenmesini zorlaştırmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında son zamanlarda sağlık hizmetlerinin kalitesi ve niteliğine ilişkin önemli ölçütlerden birisi de hasta güvenliğidir. Özellikle A.B.D. gibi gelişmiş birçok ülkede 1910’lu yıllardan başlayarak hem kamu hem de özel sektörde sağlık hizmetlerinde hasta güvenliğine yönelik sağlık kuruluşlarının uygulamaları, hizmetin kalitesinin değerlendirilmesi anlamında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu amaçla da bazı mesleki ve özel denetleme kuruluşu kurmuş (JCAHO, JCI, AMA* vb.) ve tüm sağlık kuruluşlarında sunulan hizmetin alt standardını sağlamaya çalışmışlardır.

Ülkemizde de özellikle son yıllarda hasta güvenliği konusunda yapılan hem akademik çalışma ve dergiler hem de kurulmuş olan hasta güvenliği ve kanıta dayalı tıp derneği konunun öneminin farkında olunduğunu göstermektedir. Hatta yayınlanan dergi ve yapılan kongreler ile bu çalışmalar daha geniş kitlelerle buluşmaya başlamıştır.

Öte yandan sağlık hizmeti sunumunda her girişimin bir riski de beraberinde getiriyor olması, tıbbi hatalara önem verilmeye başlanması (ya da aslında hep bu hataların var olup günümüzde hastalar tarafından değerlendirilebilmeye başlaması) hasta güvenliği ve hizmet kalitesi konusunda bir diğer ilgi nedenini oluşturmaktadır. Bu nedenle de hasta güvenliği ve hizmet kalitesi standartlarını çok daha iyi ölçen ve değerlendirebilen kalite yönetim sistemlerine ihtiyaç vardır.

Ülkemizde kalite yönetim sistemlerinin sağlık hizmeti ayağı ISO 9000 ve serisi ile başlamıştır. Geçtiğimiz yıllarda yaklaşık 120’nin üzerindeki kamu hastanesi süreçlerini denetlenebilir hale getirmiş ve bu belgeleri almıştır. Özel girişim hastaneleri ise zaten çok daha önceden bu çalışmaları başlatmış hizmet sürecindeki kalitelerini belgelendirmiştir. Ancak bu belgelendirmeler hem içerik olarak günümüzde yetersiz kaldığı (doğrudan sağlık hizmetine değil de, imalat sanayisine yönelik içerik olması) hem de kalite anlayışı felsefesinin temel ilkesi olan “sürekli gelişim” bakış açısından uzak kalmaya başladığı söylenebilmektedir. Bu sebeple de sağlık hizmetlerinin standartlarını daha kapsamlı ele alabilecek ve 3 yılda bir olmak kaydıyla yenilenme zorunluluğu olan akreditasyonunun önümüzdeki yıllarda tüm hastaneler tarafından benimseneceği öngörülebilmektedir.

Elbette bunda hizmet kalitesinin 3. bir kurum tarafından belgelenmesinin hastalar üzerinde güven, imaj ve kullanım açısından olumlu etkisinin ve diğer kurumsal baskıların da (rakip kurumların bu belgeleri almış olması gibi) rolünün olacağı bir gerçektir.

Hasta güvenliğinin önemli olan diğer bir boyutu ise kurumsal performans hakkında bilgi verici olmasıdır. Hasta güvenliği dengelenmiş kurum karnesi (balanced scorecard) ya da entelektüel sermaye gibi imalat ya da diğer hizmet işletmeleri için geliştirilen performans ölçüm yöntemleri içerisinde hastaneler için mutlaka yer alması gereken bir bileşendir.

Akreditasyon kuruluşlarından JCI’ın hasta güvenliği hedefleri aşağıda yer almaktadır.
Hedef 1 Hastanın Doğru Kimliklendirilmesi
Hedef 2 Etkili İletişimin Artırılması
Hedef 3 Yüksek Riskli İlaçların Güvenliğinin İyileştirilmesi
Hedef 4 Doğru-Taraf, Doğru-Prosedür ve Doğru-Hasta Cerrahisi’nin Sağlanması
Hedef 5 Sağlık Bakımı İlintili Enfeksiyonların Azaltılması
Hedef 6 Düşmelerden Kaynaklanan Hastaların Zarar Görme Riskinin Azaltılması
Bu hedefleri kısaca açacak olursak;
Hedef 1; Hastanın doğru kimliklendirilmesi, hastane ortamında sedatif ilaç almış ya da tam olarak uyanık olmayabileceği düşünülebilen, hastanede yeri değiştirilmiş olabileceği gibi durumlara bağlı olarak yanlış kişiye teşhis ve tedavinin yapılmaması ve hizmetin doğru kişiye, zamanında ulaştırılmasının sağlanmasıdır. Bu amaçla da hastanın doğrum tarihi ve kimlik numarasını barındıran bir barkodlu bileklik takılmalı, hastanın oda numarası vb. kimliklendirme yapılmamalıdır.
Hedef 2; Etkili iletişimin artırılması, hastaya bakım hizmeti verenler arasında etkili iletişimin sağlanmasıdır. Etkili iletişim zamanında, kesin, açık, belirsizlik taşımayan ve alıcı tarafından anlaşıldığına emin olunan bilgi paylaşım sürecidir. İletişim sözlü, yazılı ya da elektronik olabilir.
Hedef 3; Yüksek riskli ilaçların güvenliğinin iyileştirilmesi, hasta güvenliği için özellikle sağlık açısından risk taşıyabilecek (doz aşımında ya da gereksiz kullanımında) ilaçların etkin denetim ve kontrolünün sağlanması, belirli kişilerin nezaretinde bu ilaçların saklanması ve hastaya uygulanmasının sağlanmasıdır.
Hedef 4; Doğru-Taraf, Doğru-Prosedür ve Doğru-Hasta Cerrahisi’nin sağlanması, daha çok cerrahi ekibi ilgilendiren ve daha önce ifade edilen etkili iletişime ihtiyaç duyulan bir hedeftir. Hastanın yetersiz değerlendirilmesi, tıbbi kayıtlardan kaynaklanan sorunlar, el yazısının okunamaması, yetersiz iletişim gibi durumlardan kaynaklanmaktadır. Bunu bertaraf etmek için iyi bir iletişim ve koordinasyon-işbirliği kültürü yaratılmalıdır.
Hedef 5; Sağlık bakımı ilintili enfeksiyonların azaltılmasında el hijyeni özellikle önem taşımaktadır. Bu tür enfeksiyonlar önlenmesi çoğu zaman oldukça zor olan ve hastalar için tedirginlik yaratan bir durumdur.
Hedef 6; Düşmelerden kaynaklanan hastaların zarar görme riskinin azaltılması, hastanelerde yatan hastaların yaralanmalarında önemli bir bölümü oluşturmaktadır. Bunu önlemek için kurumda düşme riski hesaplanmalı, düşme riskini önlemek için gerekli önlemler alınmalıdır. Ayrıca düşme hikayesinde alkol alma durumu, yürüyüş şekli ve denge durumu da değerlendirmelidir.
Sonuç olarak kalite kavramının tüm işletmeler için rekabet avantajı sağlayan, hayati bir konu olduğu unutulmamalı, sağlık işletmelerinde kalitenin kurumsal misyon olarak değerlendirilip, sosyal sorumluluk kapsamında ele alınması gerekmektedir. Bu amaçla sağlık hizmetinin kalitesine yönelik hasta güvenliği konusunda tüm çalışanların gerekli özeni gösterdiği, hasta güvenliği değer ve amaçlarını içeren kurumsal kültür oluşturulmalıdır. Hizmetiçi ve oryantasyon eğitimlerinde mutlaka hasta güvenliği konusunda eğitimler verilmelidir. Yapılan hasta güvenliği çalışmalarının yalnızca bir belgelendirme çalışmasının parçası ya da yasal bir yükümlülükten ibaret olmadığı, sağlık hizmetinin zaten niteliğinde var olan bir durum olduğu çalışanlarla paylaşılmalıdır. Böylece kurum kendi yapısından kaynaklanan doğal bir süreçte akreditasyon kuruluşları tarafından belirlenen standartlara uyacak hale gelecektir.


Yararlanılan Kaynaklar


• Fatma Eti Aslan, GİS Cerrahide Hasta Güvenlik Hedeflerine Ne Kadar Uyuyoruz? (http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/egt/pdf/GIS_cerrahi_hasta_guv.pdf)
• H.Erdal Akalın, Hasta Güvenliği Kültürü: Nasıl Geliştirebiliriz?, ANKEM Dergisi, Sayı: 18, 2004
• Haydar Sur, Hekimlerin tam zamanlı çalışması ve hasta güvenliği ile ilişkisi, Hasta Güvenliği Dergisi, Sayı:1, 2009
• http://www.akeah.gov.tr/akeah/portal/AnaSayfa/HastaG%C3%BCvenli%C4%9Fi/tabid/84/Default.aspx
• http://www.simbiyoz.net/kys/akredtasyon/81-jci-hasta-guevenl-hedefler.html
• Mustafa Taşdemir, Kalite sistemi kurma sürecinde kritik noktalar, Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, Sayı:1, 2007
• Osman Hayran, Sağlık hizmetlerinde kişiler arası ilişkiler ve hasta güvenliği, Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, 2010
• Sebahattin Aydın, Sağlık sisteminde kalite ve güvenlik stratejileri, Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi, Sayı:9, 2008-2009



1 yorum:

Hakkımda dedi ki...

emre bey,
akreditasyon konusunda başka kaynaklar önerebilir misiniz? teşekkür ederim.